top of page

____ BİR ZAMANLAR PATNOS___


ree

____ BİR ZAMANLAR PATNOS___


Kıymetli okuyucular sizlerden peşinen iki özürde bulunmak isterim.

1 ) yazar olmadığımı aynı zamanda yüksek okul okumadığımi belirtir. Yazimdaki devrik cümle, kelime hatası ve imla kurallarin da eksiklik için özür diliyorum. Tek amacim yasadıklarımla duygularimi yalın dil ile dille getirdim. Bir patnos aşığı olarak bilgi birikimlerimi yeni nesile aktarmak.

2) kıymetli dostlarim eskiyi dile getirirken bazı büyüklerimin isimlerini halk dilindeki söylemleri ile dile getirdim. Buda bizim kültürümuzun bir parcasi. Bu konuda engin hoş görü ve anlayışınıza sıgınyorum...


PANOS A RENGİN


1968 yılında ilkokula başlamakla,bir Patnos kılasığıni

Siyah Şile bezinde önlükle .okula giden çanta yok .kara lastikle çamurlu yolda sabah akşam okula

Küçük bir nufusa Sahip ilçeden bahs edeceğiz. sen neymişsin be patnos ilçenin merkezinde iki derslik bır ilk okul 14 nisan ilk okulu

Üç mahlenının tek okulu okul müdürü heybetli berhem süphandağ.öğretmenim Ali Bedir oğlu ve dığer hocalar Ali eskın

Hatıce kocaman okulun karşisı jandarma karakolu çaprazı hal binası iki katli şehrin tek Avmsi kahve kasap kundura Dükan manav ve saire kerem Şahin genç Başkan

Karşısında şehır kıraathanesı dört katli yıldırım palas tüm otorıte

Şiğ elbarıde halbınası beledıye yıldırım palas ona aitı heybetli bır insan

Şehir hükümet konaği Erciş Van caddesi Malazgirt caddesi birde şeytan pazari

Tek sinama salonu süphandağ sınaması şehirin güvenliği bir KOMSER iki polis üç bekçi

Bekçiler mamoki hekim eraslan

Bekçi osı eren

Bekçi Mustafa tutar

Dükkanlar kerpiçten üstü topraktan

Dörde sekiz kepenkler tahtadan

İran anahtarıyla kapatıyorlardi

Adalet genellikle şehirin büyükleri hal ederlerdi üç

Mahle

—çay mahlesi

—yeni mahle

—cami mahlesi

Muhtarlar

Kemal hemoyı

Efendi değerli

rıza amca


biraz da…Ama öyle bu günlerin Patnos’unu değil.. Çok,çok önceki dönemleri değil tabi.Ama en azından genç jenerasyonun “ Vay be.Ne Patnos’muş.” Diyebileceği Patnos’u anlatmaya çalışayım istiyorum. Akranlarımın bile unuttuğu Patnos’u.


Benden öncekilerin bile hayal meyal hatırlayabileceği

yıllardan bahsetmeye çalışmak istiyorum


Bu gün az gelişmiş köylerimizden birine bir kaymakamlık binası yerleştirelim.Sonra çevresine bir kaç resmi daire koyalım.Daha sonra birkaç kravatlı adam gezinsin parke taşları balyozla düzeltilmiş sokaklarda.İşte o zaman görüntü daha da netleşir.Bahsettiğim Patnos,öyle bir şey işte.


Belediye binası, santral sokak dediğimiz sokağın hemen başındaydı..Sonradan öğrendim.Belediyenin kendine ait binası yokmuş.Rahmetlik Yusuf Dönmez (İskelo amcanın) evini kiralamışlar meğer,belediye hizmetleri verilsin diye.Beyaz bir binaydı hatırladığım. Dışarıdan merdivenle çıkılan.Altı bodrum muydu yoksa,temeli mi yüksek atılmıştı net olarak çıkaramadığım..Kireçle beyazlatılmış yani.Eski kerpiç bir bina idi.


Rahmetlik Kerem Şahin Belediye başkanıydı o zamanlar.Tayyar Amca da .muhasebeci

Tahsildar mal meydanında efendi Laçin

Zabıta müdürü rahmetli MUHLİS amca ve haydar Esın

Patnos dediğimiz yer jandarma karakolunun olduğu yerde başlayıp Belediyede bitiyordu tahtali köprü vardı erçiş yolu ordan geçerdi zaten.Küçücüktü Santral sokak dedim de:O dönemde santral yoktu.. Şimdi siz haklı olarak “Santral ne?” diyeceksiniz.Şehre elektrik vermek için mazotla çalışan devasa büyüklükte üç adet dizel motordan oluşan yapıydı santral.Akşam gün batımından gece yarısına kadar hizmet verirdi…Başında Allah rahmet eylesin Mamoki Arafat amca vardı..Ufak tefek bir adamdı…santrale O bakıyordu. O zamanlar boyu santraldeki motorların yarısına dahi yetişmeyen bu adam bu motorları nasıl çalıştırıyor diye saatlerce düşündüğüm olurdu.

Santıral arzasına meşhur Ethem usta ve servet taştan bakarlardı

Herkesin gaz lambaları vardı karanlığı aydınlatan. 7,14 ve 21 numara lambalar. Sosyal statüye göreydi gaz lambaları.Fakirler 7, orta sınıf 14, Zenginle de 21 numara gaz lambası kullanırdı.Fanuslar genelde Paşabahçe ürünü olurdu

Lambaları genellikle evin gelini temizlerdi çok dikat gerekir kırılırsa gelin yandi kaynana dırdırında...


Fitilini biraz fazla açsan is yapıyordu.kıssan,aydınlatmıyordu.


Santrale pek güvenmiyordu insanlar nedense.Olur olmaz zamanlarda bozuluyordu jeneratörler.En erken iki hafta içinde tamir olurdu ki gaz lambaları en güvenilir aydınlatma araçlarımızdı… Annemin çeyiz sandığının üzerine koyarak ders çalışırdım. Fitilini kıstığım halde babamdan azar işitirdim gaz bitecek diye.


Bu günün biraz Doğansu,biraz da Değirmendüzü karışımı bir şehirdi Patnos,o zamanlar. Koyun kermesi ile bahçe duvarlarının örülmüş olduğu,Karatakım denilen taş duvarlı kubbeli evlerin çoğunlukta olduğu bir yer…Evlerin yan taraflarında temizlenen ahırların tezeğinden oluşturulan basmaların yaz sıcağına karışmış kokusunu genzinizde his etmeniz hiç te yadırganır bir durum değildi.Çünkü bu kokuya şöyle ya da böyle her kes ortaktı.İşte,gördüğünüz nasıl bir manzara ise;Bahsettiğim Patnos ta öyle bir şeydi.Tabi,Doğansu ve Değirmendüzü’nün evleri şimdi çok modern..Benzetmem nüfus olarak büyüklük penceresinden baktığımdandır.herkesın harmanı evinin önünde yapılırdı en zenginin evinde bır torba şeker ve bir kilo çay genelde kış çetın geçerdi alış veriş hep bartır ve takas usulü alacak verecek tarihi dokuzuncu ay

Enfilasyon yok genelde şehirde hayvancılık hakimdı büyük hogıç kavır işiyle yaylalarda bınlerce koyun tüccarların mali vardı

Bunların içinde Veysi kilerci yüzlerce çoban ve ahırları vardı

Bölgenin en büyük tüccarıydı herkes malını ona verırdı çok sağlam tücardı

Sırasıyla

Ahmedı İsmail

Haci memı yıldırım

Hamza aras

Hacı zeki yaşar

Sait yaşar

Hacı meheme ılgar

Hecı hıno rahmetle yad eder

Bu büyüklerimi

Daha nıce koyun tüccarları vardı

Bıraz kilercilerden bahs etmek

İsterim

Patnos tam bır mozaik şehir İpek yolu üzeri gelişmeye açik bir şehir patnosun yerlileri harıcinde

Kilerciler

Mamokiler

Ve sirtliler

Müthişi bir ahenk içinde bir kardeşlik vardi

Kilerciler hakimiyeti hemen her yere sırayet etmişti bir şehrin tüm alt yapısını oluşacak her meslek ve hizmete en öndeydiler kendileri Bitlis kökenli ve türktürler patnosa olan katkıları inanilmaz onları anlatmak Kitaplar yetmez tıcarı ahlak ve cesaretimi onlarda aldım

Halada istanbulda Patnos sevdaları inanılmaz onlara minetarım

Memduh kilerci abiyle hala aile düğün ve taziyelerde bulunuyor bizimle olan hemşeri dostluğu hala sıcak güzel hizmetleri var

Mamokiler onlarda bitlisli Kürtler

Çok büyük bir kitle oluşmuştu çalişkan tarım domates biber sebze meyve onların sayesınde yıyerdık

Yerli halk çoğu mal tembeliği hep arazi sat yıyerdi mamokiler çok değerli aile büyükleri vardi

Er ailesi ük ve ok aileleriyle akraba bağimiz küvetli şirin ok

Burhan er

Faik er okul ve can arkadaşim

Sevinç ailesi keza öyle

İstanbulda hala sıcak ailevi ilşkilerimiz var

Hepsınede ölenlere rahmet

Kalanlara selam olsun

Sirtliler çok karabalik değil

Siirt kökenli arap

Gümüşler

Yılmazlar

Beşler daha nice ailer vardi hepside ticaretle uğraşırlardı manıfatura kasap buğday zahire yağ toptanciliği büyük hizmetleri olmuş

Yukarda saydığim aileler hepsi bir birine kiz almiş vermiş akraba etle kemik gibi sirtliler

Gümüş ailesi rahmetli Haci

abdulbari Mahmut Celal Halit Kemal gümüş kardeşler ve aileleri çok büyük hizmetleri

Olmuş Haci Kemal gümüş beledıye Meclis üyesi sağlam tüccar hayır sever tam bir Patnos aşiği

İstanbulda dernek ve hizmeti onun sayesinde oldu patnoslu ve patnosa çok hizmeti olmuş çocuklarıda ayni babalarının yolunda çok mütevazi bir aile burda rahmetle yad edıyor rahmetli anneleride sıpki aşiretinde teyzem sayılır rahmetli Kemal gümüş çocukları hepsıyle ayrı ayrı hukukumuz var ailece gürüşürüz

Patnosa ve patnosluya çok dost bir aile selam ve dua ile selamlıyorum


Küçük bir ilçe işte.İnsanlarının tamamının tanıdık olduğu,Menderesin daha yeni idam edildiği yıllar.Deniz kabuklularının dişli ağzına benzeyen beyaz antenli trasistörlü radyolardan dinlenen “Acans”ların dikkatimizi pek çekmediği o yıllarda çocukların oyuncak sahibi olma büyük bir lükstü.Aslında oyuncak yoktu.Olsa da onu alacak para nerede


Allah rahmet eylesin sobacı Abdullah Amca’nın ( Evdilayé Şéx Beşir ) soba yaparken kestiği saç yuvarlaklarından artıkları toplar,tekerlek icat ederdik,Bir değneğe çivi ile çakar çakmaz arabamız (Gırgırk) hazırdı.Ondan sonra koştur koşturabilirsen ayak bileklerine kadar toprağa gömüldüğümüz yollarda…Arada bir,bu toprak yollardan Nezir’in Değirmenine buğday taşıyan kağnı

gıcırtıları arasında yapılan nakliye görüntüleri arasında

Kağne diğer ismi vurguna ga

Haci keremi helonun kardeşi öküz arabası

Aliyı esmerı

Şakir çifçi

Cemil esin

Ahmedı Mıhyedın

Musa acem çay mah

İş gücü ot buğday vs bunlar hizmet verıyorlardı


Basmenin üzerinde oynadığımız “dar çık” oyunu tek sosyal eğlencemizdi belki de.Belki fazla bir şey bilmediğimizden olacak ama,mutluydu topa darı

Çelik çomak sı rızk çev gırtonek

Kışin bilye oynardık


Kadın doğum uzmanımız Eyşo,doktorumuz ve aynı zamanda ortopedistimiz de

Sünetçimiz şiğ nesrın

Dişçimiz sirtlı Beşir

Şiğ Mecıt Ekıncı

Dama ve kışık oynu meşurdu

Her gün ayri bir kahvede iki kişi arasında tüm kahve müşterisi dahil olurdu

En iyi kışikçi Allah rahmet etsin mele Nureddin esin

Avcı islam teran

Emin Çetin Kaya

Daha nice şehrin önde gelenleri

Allah rahmet etsin hepsıne

Kırıkçi

Qurış’ti.Koyunların kırılan bacaklarını tedavi etmede uzmanlığını tamamlamış karşılıksız tıp hizmetlerini veriyordu Qurış…Her anne,aynı zamanda eczacıydı da.Annemiz koyun sütünün üstünde biriken yağ tortusundan “Toxavk” hazırlar,merhem diye çatlayan yüzümüze sürerdi.İltihapları gidermek için de; Şimdi adını unuttuğum bir otu yağda kızartarak pembemsi bir renk alana kadar karıştırırdı.Adına “Hewajo” denilen bir kremi çıban dahil tüm iltihaplara sürerdik.Pişirilmiş soğan,yer hamuru ve sırta bardak atma da bilinen tedavi yöntemleriydi.

Kimse yoğurt süt satmazdı ayıp sayılırdı komşular arasında ikram yapılırdı tarlalarda kereng keren nebi sıpınk heliz çağ guluk rebes besin kaynaklarımızdı


Zengin ile fakir arasında uçurumlar yoktu bu gün ki gibi.Zengin de fakir de ata binerdi.Zenginlerin Şex Elbari, şex Salıh, Kerem beg,Eli beg’in ataları belki diğerlerine göre biraz daha kıhéldi,ama yenilen içilen arasında pek bir fark ta yoktu. Allah rahmet eylesin Hüseyin Paşa’nın evinde pişen bulgur pilavıysa,Xulamının da evinde pişen bulgur pilavı olurdu.Belki Hüseyin Paşa’nın evinde bulgura biraz daha fazla yağ dökülürdü o kadar.Giyimle mağazalardan ya da butiklerden seçilmezdi.Kalın yün çorapları olurdu beglerin parmak

Eylül ekim ayında bir kaç manıfatura vardı hazır giyim yok parça kumaşlarla dıkılir kadın erkek çocuk genellikle ele iğne iplikle yapılırdı erkeklere özel saygın terziler vardı bir takim elbise aylarca ancak dikilir herkese nasıp olmazdı terzilerimiz

Celal Kırtay kardeşler

Nazim Zeydan

Hasan Oktay

Memduh haser

Cemil Ülker

Nejdet Karagöz

Terzi Hasan keptüğ

İkram Aslan


Sékani’yadaki derede yüzme dersleri alırdık ağabeylerimizden.Suya balıklama atlamayı; Péqazk,tırşo,mendénin nasıl yenildiğini doğal ortamında bizzat yaşayarak öğrendik o dönemde.Sékani de yaban ördek yavrularını yakalamaya çalışırdıkher seferinde başarısız olurduk.Zira müthiş bir dalma ve saklanma yetenekleri vardı ördek yavrularının


. Hüseyin Paşayı hiç göremedik. O Kürt ihanetinin binlerce örneklerinden birinin sonucunda Piran’da Medeni beg tarafından namaz kılarken öldürülmüştü.Ama Oğlu Nadir beyi çok iyi hatırlıyorum. Orta boylu,kıvırcık saçlı,hafif dolgun bir adamdı.Sinirli anlarına hiç şahit olmadım.. komşumuzdu oğlu Enver’le arkadaştık bilye oynardık yazın zomikte kışin patnosa kalırdı boz bır atı vardı gelirken gürürdük akşama doğru kırtasiyeci Cemal erende gazetesini alır çeketın cebine koyar çok bilgiliydi Ne zaman görsem birileri ile gülüşür;birileri olmadığı zaman da güleçti yüzü


Daha kimler yoktu ki, Ziyaret yolunda Eliyé Erdqeléş oturuyordu.Sedéyé Asi’nin celal ı Tora’nı Zaten onlardan sonra da ev yoktu. Gırké evdi Şehir dışındaydı. Hazine çıkaracağım diye anasını ağlattılar o tarihi sarayın patnosun meşhur

Aznavur tepesi

Gırkı ewdı

Sıkanya

Şora

Pırareş

Warı külı

Kaniya güzel

Kanıya şirik

Ve zıyaret mola verir

Balik avlardık

Çocukluğumuz

Zaman zaman

Kum ocakta askeri çöplükte

Çöplük mafyasına rağmen

Askeri bot şişe atlet yıkayıp satarak sinama parası için

Bir mahleden dığer mahleye geçiş zordu üçlü beşli bırleşerek giderdik kolozı çocuklarla çok kavga ederdik

Her gün kafamiz kırılır veya kafa kırardık çok mutluyduk korku yoktu

Yaşamak için yaşamak lazımdı


Orjinal halk arasındaki isimleri

Nostalji isimler vefat edenler hepside babam gibi sevgimi unutmadım

Çako Kako

mele sılhedin

mele durmuş mezarci

mele kemal Qotık

vardı,tito vardı.Mele baqıl vardı hatırladığım kadarıyla…. Sonra kişilere göre değimler geliştirilmişti..“Kané Mıhéyé dıréj.Eliyé Erdqeleş” der ve gülerdi insanlar.Biz de anlamışçasına gülerdik.

Kişilere göre beynoklar söylenirdi.Hatırladığım kadarıyla. Yazmazsam;çok unuttuklarımız gibi, onlar da unutulacak

Ké qata joré?-Tırpen – Koré

Ké nan Gezo- Fidan – Ezo

Sürçü lisan af ola


Çocukluğumun Patnos’uydu bu anlatmaya çalıştıklarım…Uzun kış gecelerinde,Tv deki Kurtlar Vadisi yerine Çirokbéj Poşo’nun anlattığı Mirze Mıhemmed masallarının her evde bambaşka heyecanla dinlendiği yılları.Biraz hüzün,biraz özlem, biraz da iç geçirerek...


——. Marangozlar

Rahmetli şiğ Mecit

Marangoz yusuf amca

Marangoz Mürsel

Marangoz tevik

Marangoz hayretın Zeydan

Marngoz FERUDUN ve Yaşar abi tam bir fabrika ayarında imalatı vardı

Çoğuna garsonken çay gütürürdüm

Ferah çay evinde çalişyorum

Patronum Alican amca zomıkli

Evladı gibiydim

——Hedatçi demirciler

Rahmetli fekiyi hedat Kaya

Rahmetli mehemedi kırıj

Mustafa baydar

Fadıl Demir ölçen

Süleyman Önaç kardeşler

—-Nalbantlar

Rahmetli mamoki Mehmet Eraslan

Zeki çabuk Koltazoğlu

Fadıl şiğ heseni

Kazım Kargi

——Kahvecıler

Meşhur kahva şiğo kilerci orda garsonluk yaptım

Şehir palas kıraathane lüküstü

Hal binasında sirtli emin Patnos spora sponsordu ve çayı meşhur

Malazgirt caddesinde

Ahmedı ismail kahvesi

Aziz begin kahvesi

Abdul kahar çelebi

Kahveci Yusuf Taşdemir

Kahveci ikram Taşdemir

Kahveci mıstı ük mamoki

Şeytan pazarında mıği amca

——lokantalar

Urfa kepap Abdul Kerim çakır

Fırat lokantasi Bitlisli nizam usta

Saray lokantasi İhsan taştan pilot

Doğu lokantası Celal Taşdemir

Gürmez lokantası Celal Gürmez

—-berberler

Kemal Karagöz çırak sıdık

Kaniceli Ali yıldırım palasta

Berber Eco abdul cabar

Berber İsmail

Berber İbrahim

Berber fevzi çırak ramazan

Berber Mahmut çirak eno

Berber cefo ve Kemal rahat

Kerpiçlik evlerden biriken.

Bit ve tahta kurusu kıç sıpı

Her tarafımız kaşıyordu kizların saçlarına gaz yağı sürerek tarnırdı

Erkekler makasla saçı kesilir

Bayrama yakın bir temizlik kanpanyası olurdu. Allah rahmet etsin kireçi Haci helilı mamoki

Ve Haci Ahmet karanın satığı taş kireçle evlerı boyatırdık.evlerimizi

Daha sonra damlar yıne toprak

Allah rahmet etsin haci usip kara piromerli pompadan pırıket yaptı

Yeni piriket evler inşa oldu

Dermanı kıça arıfı Mamokı

Dermanı kiça kerem onların verdiği ilaçla bıraz rahatlatırdık

Ama çok mutluyduk

Bende okulda çıkar garsonluk yaparak hayata tutunurduk

Bu bana bır alt yapı oldu ticarete

Ve patnosta inanilmaz bır ticaretı yakaladım dünya markası

Başta Elif spor giyim işletmeyle

Her cadede farklı konsepte Dükan vardi

Lewis

Adidas

Reebok

Elsi vaikiki

Ve ulusal markaları Patnos gençliğine buluşturduk Patnos için pırojler bitmiyordu ve Patnos sporun formasında ıslatım 25 yılık doya doya bir Patnos yaşadık onun için ispat oldu bizim hikayemiz

—-bana nasıp oldu tüm patnos aşiret buyükler ve patnosun kanat önderleriyle ve tüm köylüleriyle ticaret gereği hepsiyle ailece gürüşmem ve tanişma nasıp oldu

——-Patnosta 70 yıların şehir ve köy büyükleri hemen hepsıni gürdüm burada ailelererıne selam ve sevgiler

Şiğ elbari

Ali Erhan erhan

Nadır süphandağ

Cemal Akbay

Kemal Akbay

Şığ şemsedin Yılmaz

Haci mişir Şahin

Haci ozman Kıliç

Bekir efe Kıliç

Abdul bari gümüş kemal gümüş

Mahmut gümüş ve kardeşleri

Allatın esin ve Esın ailesi

Çetin Yılmaz

E merı hatunı

Kadırı miçi

İhsan varol ve ailesi

İhsan hallaç ve aile büyükleri

Celal Bahri Taşdemir ve ailesi

Mehemedı Sofi Beko ve aile büyükleri

Şakir Taşdemir ve aile büyükleri

Ahmedı ismail


Hamd olsun burda son verecem

Devami olacak 70/80/90 /2000

Kadar hatıralarım canlı

Bilgisinde istıfade etığim

Taner kargı kaleme aldım


tek basın yayın gazeteci yılmaz

eski koyun tücari

haci mehemedı halıt ılgar

mehmet sıdık çelik

ikram çelik

mığoyo cıbo

kanıcide ali eskin

salih bakışin kulüp 78

değirmenciler

aşı nadır begı

tuğlacılar

haci celal taşdemir

işik ailesi fikret gül

haci ensar’ı şahin


bir sezon çamur dökülür istif yapılır

çamurla kapatılır ateşe verilir pis kömür mahleyı mahf ederdi

kahveci hacı hikmet

mirza esin

beyaz eşya mutfak ve tüp satışi

sarı tüp celal kileri

Ipragaz hayretin karabaş

ergaz

fermali oğlu tıcaret haci alatin esin

lokantalar

kent lokantasi


benzin istasyonu

kerem şahin petrol ofisi

sehel memduh kilerci

bostan karpuz kavun malzemesi

keremı gelo

tohumcu kazım

gıda toptancısı

şerif kilerci

ferman yurdan

konfeksıyon

paris konfeksıyon

naci abi

şakir taşdemir

manifatura

lütfi sıırtli

mahmut gümüş

hilmi yılmaz

kömür odun

abdul baki ok

Bu Sevda burda bitmez bu hatıra

68 kuşaği olmam hasebiyle

70/78 yıları hatırladığim kadarıyla 80/90/ yılari başka bır hatıraya çalişacagım...

Yorumlar


Yayınlanan tüm yazılar izne tabidir. İzin almadan kullanılamaz. İspat  -  Patnos'un sesi soluğu  -  04ispat04@gmail.com - Pendik, İstanbul, Türkiye 34698

bottom of page